Hakkımı Helal Etmiyorum!

0
268

Yazıyorum siliyorum, yazıyorum siliyorum. Bir vakit geçiyor dayanamayıp yine yazıyorum. Sonra tekrar siliyorum. Bir türlü düşüncelerime gem vuramıyorum işte. Elimi tutamıyorum. Defalarca kez aynı hali yaşıyorum. Sonra “olmaz yapma şimdi zamanı değil” deyip yine siliyorum. Ama yazmazsam olmayacak biliyorum, o masum çocukların gözleri, yüzleri bir türlü önümden gitmiyor… Yazmazsam kendimi affedemem…

Bizim memlekette gelenektir. Bu dünyadan göçen biri olduğunda veya ölümle sonlanan acı bir olaydan sonra öyle hemen konuşulmaz. Bir süre yas tutulur, olan biten sessizlikle karşılanır. Kayıpları olanlar, ölümle karşılaşmış yakınlar teskin edilir, teselli edilir. Defin merasimi yapılır, helallik istenir ve ardından ölenler uğurlanır. Hiç sevilmeyen, kötülüğünün birçok kişiye dokunduğu ayan beyan bilinen biri olsa dahi gidenin ardından konuşulmaz.

Böyle işte bizdeki anane, kültür… Hani cenaze namazında imam “haklarınızı helal ediyor musunuz?” diye sorar ya işte o anda bile hazirun olarak hep bir ağızdan “helal olsun” diye karşılık verir ve en azından bir müddet tek laf etmeyiz. Hoş şimdilerde insanlar öyle bir noktaya gelmiş olacak ki cami demiyor cenaze namazı demiyor tutmuyor kendini. “Helal etmiyorum” diye çıkıveriyor ortaya, koyuveriyor lafı…

Ne günlere kaldık demeyeceğim, sakın yanlış anlaşılmasın… Orada olsam muhtemelen aynı şekilde davranır, ben de kendimi tutamazdım. Bu yüzden cenazeye gitmemek daha doğru geliyor bana. Yani bu dünyaya, doğaya, canlılara, çoluk çocuk demeden herhangi bir masuma, kendinden zayıfa bilerek, sırf bencil çıkarları, doymak bilmez hırsları uğruna zarar vermiş birinin nesine helallik vereyim?

Toplamda 11 ilimizdeki kardeşlerimizi ama sonuçları itibariyle insan olan herkesi yüreğinden yakan acı bir sürecin içindeyiz. Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler hepimizi yıktı. Kimi zaman öfke dolu çıkışlar kimi zaman da tutamadığımız göz yaşlarıyla olan biteni yaşadık, yaşıyoruz.

Böylesi bir afet büyük bir travma etkisini de beraberinde getirdi. Açıkçası büyük bir şokun içindeyiz. Ama bizi etkileyen yalnızca felaketin kendisi değil. Gelişmelerin ilk anından itibaren tanık olduğumuz şeyler de deprem gibi yıkıcı etkiler yarattı.

Şimdi size ne anlatayım, neyin derdini açayım, neye yanayım? Politik vasatlıktan mı bahsedeyim yoksa sözüm ona afet konularında yetkin olduğu söylenen devlet kadrolarının beceriksizliğinden mi? Depremin yarattığı afeti fırsat bilip talan peşinde koşan hırsızdan, şahsiyetsizin yarattığı durumdan mı yoksa apar topar yedikleri naneleri ortadan kaldırma derdine düşmüş üç kuruşluk yerel yöneticiler, kamu memurlarından mı konuşayım? Ölüme terk edildiklerini haykırmalarına rağmen yine de bir umut yardım bekleyerek yıkıntıların altında kalmış yakınlarını gecenin soğuğuna teslim eden çaresizlerin dramını mı anlatayım yoksa adeta bir kaplan sürüsünün yavru bir ceylanı parçalama sahnesini hatırlatan nitelikte görüntüler sunan rant peşine düşmüş devlet kemirgeni, şirket görünümlü çetelerin ayak oyunlarından mı söz edeyim?

Şu on gün içinde nelere tanık olmadık ki! Söylenecek söz bulamaz hale geldik. Hoş benim açımdan o politik kadrolar, devletin bürokrasisi, iş insanı diye yutturulanlar ve onların etrafında oluşmuş kirli çıkar ağı her daim medeniyetten ve insanlıktan çok uzaktaydılar. Bilmeyenler, bunu görmek istemeyen, kabullenmeyenler de gerçeğe tanıklık etti, hepsi bu…

Yok ama yok bunların hiç birinden bahsetmeyeceğim artık. Olan oldu, konuşan konuştu, görebilen gördü. Ben senden bahsedeceğim kardeşim. Senden… Bu resmi ellerinle çizen, çoluğunu çocuğunu, ananı babanı, eşini yârini bu çukura, bu sona iten senden…

Şimdi yeri değil zamanı değil diyenler olacaktır yine ama ben denilmesi gerekeni diyeceğim yine de kardeşim. Tıpkı o camide lafını koyuverenler gibi hem de. Yok öyle helallik melallik sana…

Karar vericilerin ve bu politik dünyanın belirleyicisi olarak yarattığımız şu cahil, nefret dolu kirlenmiş düşüncelerden, şu yozlaşmış değerler dünyasından ve bütün bunların ortaya çıkaracağı sonuçlardan bihaber olan ve şu an aramızda bulunmayan o masumlar, çocuklar adına söyleyeceğim diyeceklerimi. Hele bir dinle…

Küçük kazanımlar, basit günlük çıkarlarla donanmış, “ben kazanayım da gerisi ne olursa olsun” düşüncesine boyun eğmiş, üç kuruş etmez çağ dışı fikirlerin ve tercihlerin yarattığı bu dünyayı hep birlikte ürettik, önce bunu unutma. Üstelik yıllarca utanmadan sıkılmadan savunduk insanlık düşmanı olan bu değerleri. Gözlerimizi akla, bilime, doğruya kapadık. Söyleyen çıkarsa da dokuz köyden kovduk… Bir sonrasını umursamadığımız, ne olursa olsun kazanmaya odaklı hırslarımızla çaldık çalana göz yumduk, yasaları çiğnedik çiğneyene göz yumduk, ezdik ezene göz yumduk, hak yedik yiyene göz yumduk… Kuralmış, kanunmuş, yarınmış, çocuklarımızın geleceğiymiş demeksizin ahlaksız bir toplumun besini olan sözüm ona bir de yüce olarak sıfatlandırdığımız çağ dışı değerleri destekledik. Yetinmedik bu düzeni, işlerimizi kolaylaştırması için yalanın, talanın temsilcilerini yetkilerle, olağanüstü güçlerle kuşandırdık, bir parça da bize düşer diye ellerini eteklerini öptük… Bütün bunları üreten bizler utanmadan, sıkılmadan yaptığımız tüm haksızlıkları, tüm ahlaksızlıkları dinle, gelenekle, sözüm ona tarih yalanlarıyla örtbas etmeye, aklamaya kalktık.

Şu yaşanılan afetin hiç mi sorumlusu yok? Deprem demiyorum dikkat et, afet diyorum. Deprem doğa olayı, dünyanın birçok yerinde oluyor. Ama bir afete, felakete dönüşmesi konusu başka bir şey. Hazırlıklı olmazsan her doğa olayı bir afete döner. Yani depremin olacağı belli ancak bir afete dönüşüp dönüşmemesi konusu senin elinde.

Ama üç kuruş daha fazla para, bir metrekare daha fazla toprak kazanayım derdi yok mu şu hayatta! Belediyesinden denetçisine, müteahhidinden mimarına, mühendisinden şantiye ustasına, emlakçısından imar affı talanı peşindeki herkese… Ve sana kadar kardeşim, sana kadar… Daha ne diyeyim işte hepimizi baştan çıkaran o üç kuruş fazla kazanç, o bir metrekare fazla toprak…

Malzemeden çalmak adet olmuş memlekette. Süte su katanları mı yazayım, ekmeğin gramajından çalanları mı? Terazinin ayarlarıyla oynayanlardan mı konuyu açayım, beşinci kalite mahsulü birinci kalite gibi kakalayanlardan mı? Çimentonun içeriğiyle oynayanlardan mı bahsedeyim betondaki demiri çalanlardan mı?

Senin o küçük kazanımlar olarak gördüğün yaşam biçimin var ya bir süre sonra seni de içine alan, yutan başka bir boyuta gidiyor işte… Üniversitesi, lisesi, memuriyeti demeden giriş sınav sorularını çalanlardan mı bahsedeyim, bir gecede sermaye baronlarının milyarca lira vergi borcunu silenlerden mi? Yarım yamalak ders bile anlatamayacak nitelikte çalıntı tezlerle türemiş profesörlerden mi bahsedeyim, hastanelerde ameliyatlara giren diplomasız doktorlardan mı? Uyuşturucu işine bulaşmış savcıdan polisten, rektörden mi söz edeyim “bir kereden bir şey olmaz” diyen bakanlardan mı? Yahu güvenmeniz gereken ne varsa çürük bu ülkede diyorum ne varsa… Daha ne diyeyim… Rüşvetsiz, talansız, yalansız yapılmamış bir işi gösterin, vallahi madalya vereceğim…

Aklın gitmiş, akıntıya kaptırmışsın kendini, yaptığının farkında değilsin!

İşte budur, üç kuruş etmez bencilliğin, aç gözlülüğündür senin politik tercihlerini belirleyen. Budur dünyadan bihaber o masumları, çocukları acı sona götüren…

Bak hele sana birkaç bilgi vereyim de bir düşün… Doğuştan politika konularında ustasın ya, her politik konuya altın gibi fikirlerin, nal gibi bir cevabın var ya! Bak bakalım hangi politik tercihlerin seni bugünlere taşımış.

Kahramanmaraş…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %74,7 Cumhur İttifakı, %20,9 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %67,60 AKP, %27,28 CHP.

Adıyaman…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %64.2 Cumhur İttifakı, %18,9 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %53,22 AKP, %28,12 Saadet Partisi.

Gaziantep…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %64.1 Cumhur İttifakı, %23 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %53,97 AKP, %26,20 DSP.

Osmaniye…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %67.9 Cumhur İttifakı, %27.9 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %54,44 MHP, %19,69 İYİ Parti.

Kilis…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %53.88 Cumhur İttifakı, %19.76 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %47,26 AKP, %32,58 MHP.

Elazığ…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %68.00 Cumhur İttifakı, %20.1 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %40,38 AKP, %34,46 MHP.

Malatya…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %70 Cumhur İttifakı, %22.5 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %68,47 MHP, %23,23 CHP.

Adana…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %46.4 Cumhur İttifakı, %39.3 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %53,63 CHP, %42,83 MHP.

Şanlıurfa…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %62 Cumhur İttifakı, %7 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %60,81 AKP, %36,35 Saadet Partisi.

Hatay…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %50.6 Cumhur İttifakı, %38 Millet İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %55,16 CHP, %42,81 AKP.

Diyarbakır…

2018 Milletvekili Seçim sonuçları: %65.5 HDP, %22.9 Cumhur İttifakı…

2019 Yerel seçim sonuçları: %62.93 HDP, %30.99 AKP.

Şurada gördüğün politik partilerin hepsi için neler neler yazarım ama değmez. Medeni dünyanın gerçeklerinden öylesine uzak öylesine çağ dışı partiler ki kalemime yazık… Al birini vur ötekine…

İşte seni akıldan, bilimden, insanlık değerlerinden yoksun kılan, çağ dışı fikirlere mahkum eden, yaşadığın şu felaketin ve muhtemel yaşayacağın sorunların kaynağı olan kendi ellerinle yarattığın düzen bu… Sorun sensin aslında bunu anlıyor musun? Yok öyle kendini sıyırmak, sorumluluğun yokmuş gibi davranmak. Bu yalan düzeni sen yarattın, kurbanları ise çocuklar… Bunu unutma… Hiç ağlanma, hiç dövünme, hiç söylenme. Otur çocuklarından af dile, hayatta olmayanlardan helallik iste. Umarım kabul görür.

Görsel : Sholto Ramsay, unsplash.com