Bankacılıktan Marangozluğa, Marangozluktan Vitraya Bir Yaşam Öyküsü: Temel Yolgeçenli İle Söyleşi

0
539

Tamer Durak: Bankacılık sektöründe internet bankacılığı, mobil bankacılık üzerine çalıştınız, bugünde marangozluk yaptınız ardından vitray yapıyorsunuz, oradaki deneyimleriniz sayesinde mesela vitray satışı yapıyor musunuz? Bunu internet üzerinden mi yapıyorsunuz? Nasıl bir yol izliyorsunuz? 

Temel Yolgeçenli: Benim yaptığım seviyedeki çalışmalar öyle büyük adetler üretip bunları çeşitli satış kanallarından fazla fazla satabilecek kadar değil. Ben el işi, el emeğiyle bir şey yaptığım için ve tek tek yaptığım için bunları öyle büyük satışlar mümkün değil. Tabii bu işten de hayatımı kazanacağım diye bir derdim yok. Ben bu işi sevdiğim ve hobi olarak yaptığım için öyle bir şey yok ama bunu yapmayı arzu edenler hedefleyenler de var, bundan hayatını kazananlar da var. Benim yaptıklarım daha çok kendi sosyal çevremden bana bize de şöyle bir şey yaparmışım diye gelen talepler. Bazen internette “ Aa Instagram’da sizin yaptığınız şu pencereyi gördüm. Ben de bir pencere yaptırmak istiyorum, böyle bir şey yapar mısınız” diye gelenler oluyor. Onun haricinde, ben öyle üreteyim, Trendyol’a koyayım, satayım, ya da İnternette bir satış dükkanı açayım diye bir arzum yok ama çok ciddi Etsy satışı yapan kişiler tanıyorum. Çok ciddi paralar da kazanıyorlar buradan ama benim arzum ve hevesim bu yönde değil. Ben öyle bir tane işten onlarca yapayım satayımdan ziyade bir tane güzel iş yapayım, onu bir şekilde değerlendireyim, daha büyük işler yapayım, daha kendini gösteren işler yapayım diye düşünüyorum. 

Tamer Durak: Marangozluğa baktığımızda bir masa üretilebilir, bir sandalye üretilebilir, bir sanat eseri de üretilebilir ama eninde sonunda kullanılan eşyalara gidiliyor. Dolayısı ile alan biraz daha sınırlı ama benim biliğim gördüğüm kadarıyla vitray öyle değil. Vitrayda işin sanatsal yönü çok daha geniş, çok daha önü açık. Sizi bir eser üretmeye ne teşvik ediyor? Şunu yapayım diye nasıl karar veriyorsunuz? Elinizdeki malzeme mi sizi yönlendiriyor? Yoksa siz kafanızda işi tasarlayıp malzeme toplamaya ondan sonra mı başlıyorsunuz? 

Temel Yolgeçenli: Şimdi ikisi de mümkün ama asıl istediğim bir şeyi görüp, beğenip, ondan yapmak. Kendimi şöyle değerlendiriyorum, ben çizim yeteneği, resim yapma yeteneği iyi olan biri değilim. O anlamda bir yaratıcılığım yok ama ben gördüğüm bir şeyi çok iyi kopyalayabildiğimi düşünüyorum veya ondan esinlenerek varyasyonlarını yapabildiğimi düşünüyorum. İnternette de çok güzel kaynaklar var bu konuda neler yapılmış, neler yapılabilir diye. Oraları çok ziyaret ediyorum açıkçası. O ziyaret ettiğim yerlerde bir şey gördüğüm zaman işte ben bunu yaparım diye karar veriyorum onun aynısını yapmamaya çalışıyorum genellikle. Bir varyasyonunu üretmeye çalışıyorum ve onu yapıyorum. Belki de bir karakter özelliği bu aynısından bir tane daha yapayım, bir tane daha yapayım, bir tane daha yapayım, belki üçüncüsünde genellike sıkılıyorum aynısını yapmaktan. O yüzden de aynısından yaparsam bir oluyor, iki oluyor. Bazen farklı versiyonunu yapıyorum, bazen aynısının farklı camlar kullanılarak olanını yapıyorum ama diğer taraftan eldeki malzemelerle gittiğimiz bir yol var. Kullandığımız malzemeler çok pahalı. Hepsi ithal hepsi yurtdışından geliyor ve bugün doların euronun nerelere geldiğini, enflasyonun nerelere geldiğini bildiğimiz için, yaptığımız her şey çok ciddi maliyetli oluyor. Bazı istediklerimizi yaparken bazı malzemeler de artıyor. Büyük bir parça cam alıyoruz, bir kısmını kullanıyoruz, bazı küçük parçaları kalıyor. İşte renk renk, elimde çok güzel sarılar, çok güzel yeşiller, çok güzel kırmızılar kalmış oluyor. Bazen de diyorum ki bunları değerlendirelim, bunlardan neler yapılır? Hadi beş tane bundan sinek kuşu yapayım küçük küçük… Bir de onlar var yaptıklarım. Onlar daha küçük, daha hediyelik objeler oluyor genellikle. Ya ben birilerine hediye ediyorum, ya birileri başkalarına hediye etmek için benden alıyor onları. Bu da işte ne yapacağıma karar verdiğim ikinci yöntem oluyor daha çok.