Ulvi Yaman: Biraz da “Ve Kazanan” iş modelinden konuşmak istiyorsun. Nasıl çıktı bu fikir? Ödül/Yarışma danışmanlığı yapmak, eğitim vermek? Sektör nasıl karşaladı? Bunu şunun için soruyorum biliyorsun egoları yüksek bir sektörden bahsediyoruz. Her şeyin en iyisini biz biliriz, danışmanlık da ne demek 🙂 Biraz anlatsana…
Enes Taşkıran: VeKazanan MediaCat’te Felis’le uğraşırken ortaya çıktı. Uzun süre MediaCat’in yazı işlerini yönettikten sonra oradaki kariyerimin son 2-2,5 senesinde grubun iş geliştirme direktörlüğünü üstlendim ve yıl içinde yaptığımız tüm etkinlikleri BrandWeek adı altında birleştirdik, Felis sadece medya planlama ve satın alma özelinde bir yarışmayken tüm yaratıcı endüstrileri kapsayacak şekilde genişlettik.
Bu süreçte çeşitli taleplerle karşılaştım. “Formu yazdık ama emin değiliz, bir bakar mısınız” ya da “filmi yaptıracak yer bulamıyoruz siz yapabiliyor musunuz?” ya da işte kategori seçemiyoruz gibi soru ve talepler gelince böyle bir fikir belirdi kafamda ama demlenmeye bıraktım. Tabii ki böyle bir hizmet yok Türkiye’de. Birkaç girişim olmuş ama faciayla sonuçlanmış. Forma, müşterisi yerine kendi adını yazıp sahnede anons edilen danışmanlar olmuş müşterisinin yanında ödül törenindeyken. Bunaldığım, parasız da olduğum bir dönemde, entelektüel sermaye ile bir tek bunu kurabileceğimi fark ettim ve ortaklarımı da ayartarak yola çıktık. Güzel sanatlar fakültesini, sinema bölümünü bitirdim. Ajans tecrübem yok ama brief nedir gördüm, strateji nedir gördüm. Yazı işleri müdürü olmam sebebiyle bir sürü jüriye davet edildim. Kaç tane Felis jürisi modere ettim hatırlamıyorum. Bu know how’ı paraya çevirebileceğimi düşündüm ve anonim bir e-posta attım 60 kadar ajansa. “Başvurularınız varsa artık sizin adınıza üstlenecek bir yer var” diye gönderdim. Bir hafta içinde 22 ajans aradı. Gittim hepsiyle görüştüm. Hepsi sırtımı sıvazladı, çok iyi düşünmüşsün dedi, çok iyi akıl etmişsin dedi, önemli bir boşluğu doğru bir biçimde dolduruyorsun dedi fakat bütçe çıkmadı. 5 ay hiç fatura kesemedik. Ondan sonra yazı işleri münasebeti ile tanıştığım CMO’lar, CEO’lar vs de var bunlara da bir atayım dedim. Bu sefer anonim atmadım. Sağ olsunlar 7-8 tanesi döndü, yine bir hafta içinde de onlarla da görüştük ve bir tanesi bizimle çalışmaya karar verince biz de birden 13 ajansla çalışırken bulduk kendimizi.
Filmleri yaparız, formları yazarız diye yola çıktık fakat bazı yayınlar, bazı akademiler, bazı sektör örgütleri, bizden yarışma istemeye başladı. Yarışma da tasarladık. Pazarlamasyon ile MarTech’i yaptık bıraktık. İDA 2 senedir kendi yarışmasını tasarlamaya uğraşırken yolumuz kesişti PRİDA’yı hayata geçirdik. Halen de devam ediyoruz. Ben ayrıldıktan sonra Felis için yardım istendi, tekrar ona yardım ettik. Şimdi de 6 tane yeni yarışma hazırlıyoruz. Ama pazarlama iletişimine yönelik olmayacak bunlar. Bu alanla ilgili kategoriler barındıracak ama bu alana özgü olmayacak. Yarışması olmayan sektörlerde olacak.
Bir de eğitim istediler bizden. Bu da hiç hesapta yoktu. Neler oluyor kapalı kapılar ardında, jüri masasında neler konuşuluyor, nasıl karar veriliyor, nasıl kazanıyor projeler, nasıl kazanamıyor? Bu işin geri planını anlattığımız eğitim diyemiyorum ben, sunum dediğim 40-50 slaytlık bir içeriğimiz var yaklaşık 2 saat süren. İsteyenlere bunu da sunuyoruz, keyifli geçiyor.
Aslında bir know-how satıyoruz. Kurumların ciddi bir yükten kurtaran bir çeşit ajans oluverdik. Aralık’ta 5 sene bitti.
Ulvi Yaman: Çok teşekkür ediyorum Enes’cim, beni kırmadın vakit ayırdın.