Biz direnmeyi mi unuttuk? Küçücük bir kediyi, bize hatırlattıkları için mi sevdik?

0
166

Merhaba… Ortağımızın hikayesine Melo’mu da eklemek istedim. Evliliğim süresince eve kedi almam katiyetle yasaktı. Elimden geldiğince dışarıdaki canlara yardımcı olarak ilgileniyordum.. Yaklaşık 4 yıl önce muhitimizdeki büyük parkta dolaşırken bir ağacın altında bebeklerini emziren anneyi gördüm. Dikkatimi ilk çeken ise anne ve diğer yavruların yanında zorlukla nefes alan, tüm vücudu kırmızı halkalar şeklinde yaralarla dolu bir yavru oldu. Çok zayıftı, belli ki anne onu diğerlerinden ayırmış, günlerdir beslenmemişti 

Ne yapacağımı şaşırmış halde  kucaklayıp veterinere götürdüm yavruyu. Vücudunu mantar hastalığı sarmış ve bağışıklığı son noktaya kadar düşmüştü. Çok özel bir bakım gerekeceği söylendi  Eve de götüremezdim… Eğer kutu içerisinde daire kapısında bırakırsam orada bakabileceğimi düşündüm. Yavrunun zaten kıpırdayacak hali de yoktu. Ancak eşim kapının önünde bakmama bile itiraz edip sorun çıkardı. Ağlayarak iyileştirip yeniden parka bırakacağımı söyleyince kabul etti.

Ertesi gün parka annesine mama götürdüm ancak yerlerinde yoktu. Görevliye sordum, meğer gece parkı köpekler basmış, anne ve bebekleri parçalamışlar. Çöp konteynırı içindeki parçalanmış bedenleri gösterdi. Hayatımda gördüğüm en içler acısı durumlardan biriydi, perişan oldum. Melo artık bana emanetti. Hemen kutusuyla evin içine alarak ona çok rahat edeceği bir döşek hazırladım. Eşim gelince  ağzını açtığı sırada “İstersen sen gidebilirsin, biz buradayız ve kararlıyım, her şeyi göze aldım, o artık hiçbir yere gitmeyecek, karar senin!” deyiverdim…

Sonuç mu? Melo artık evimizin en kıymetli üyesi.. Tabi uzun bir süreçte tedavisi bitti   Şimdi son derece sağlıklı. Artık hiç doktora gitmiyor.  Eşim mi? Melo’yu evlâdı gibi seviyor. İnanın Sinan Bey Melo, kitabı yazılacak bir kedi. Aklıyla hayrete düşürüyor çoğu kez. Yaptıkları anlatmakla bitmez. Bana bunları tüm yaptıran neden benim de öksüzler yurdunda büyümüş olmam belki de… Rastlantılar böyle bir şey olsa gerek. / Türkan Tunca Önkök

Fotoğraf: Sinan Dirlik Arşivi

İkinizin mücadelesi çok güçlüydü. Masum, küçücük zayıf ve yardıma, beslenmeye, korunmaya muhtaç. Sen, Sinan bilimsel yolları izledin. Yaşar dedin, pes etmedin, sabırla, emek vererek yaşamasını sağladın. Direnç gösterdin, yaşamda ona yer açtın, ayaklandı, yaşamı öğrendi. Nefes alıyor ve Ortak oldu hepimizin yaşamına. Biz bencil ve yemeğe bağımlı aç insanların ruhlarına iyi gelen…/ Kadife Şahin

Merhaba… Bir gün öylesine Twitter’a bakarken karşılaştım Ve gelişimini izlemek iyi geldi, amacım oldu. Onu merak ediyordum, ‘’Diren Ortak’’  hayata dair her şeyi simgeliyordu, direniyordu.. Biz direnmeyi unutmuştuk 4-5 yıldır sanki öylesine yaşıyor gibiydik. Robotlaşan hayatlar, anlamsız, pandemiyle tek amaç hayatta kalmaktı ama ne için ? İşte orası biraz karışıktı. ‘’DirenOrtak’’ aniden ışık hızında hayatıma anlam katmaya başladı. Ortak hayatta kalmak için uğraşırken,  bir babanın, anneannenin  verdiği mücadeleyi, özveriyi, sevgiyi, şefkati, iyiliği, yumuşaklığı, güzelliği, mizahı  simgeliyordu aynı zamanda.. Sevgili kedicik bütün bu güzelliklere çok büyük bir gayretle katıldı, yaşama tutundu. Onu izlerken sanki kendimi yeniden büyüttüm, hayata dair umutlarımı büyüttüm, hiç vazgeçmemiştim ama şimdi gelecek daha umut vericiydi. Ortak ile neşelendim, onun için bazen kaygılansam da onun başaracağına emindim. Güven duygusu şu sıralar en çok ihtiyacım olan şeydi. Ortak, işimde motivasyonumu artırdı, negatife düşmemek için uğraşırken artık daha pozitiftim. Ortak 34. Gününde ismine koşarken çok mutlu oldum. Şimdi gözlerim doluyor, 2.5 aydır kardeşim için mücadele veriyorum.. Ortak 2.5 aylık olduğunda sayenizde sağlıklı, güvende ve mutlu olacak ve bizler de sizin mutluluğunuza ‘’ortak’’ olacağız.. Teşekkürler. İyi ki varsınız. Sevgi ve selamlar/ Sevil Usanmaz

Hala iyi insanların var olması umut verici bir canın hayatına dokunmak ona bu yolda yoldaşlık etmek çok güzel. İyi ki varsınız. / Filiz Göldelioğlu