Denizcilerin duyulmayan çığlığı “Hırça mapaya dayandı!”*

0
402


Tamer Durak:
Çocuğunuz denizci olun ister misiniz? Neden? 

Deniz İşçileri Platformu: Biz bu mesleği seviyoruz ve mücadelemizin bir amacı da bizden sonraki nesillere, sürdürülebilir, sosyal hakların ve güvencenin olduğu, emeğinin karşılığını tam olarak olabilecekleri bir çalışma ortamı bırakmak. Bu bağlamda elbette çocuklarımız kendileri de isterlerse denizci olmalarını isteriz çünkü denizcilik bizim nezdimiz de asil bir meslektir. Deniz insana cesaret kazandırır, sabır kazandırır, kültürle besler, zorluklarla baş etmeyi öğretir ve aynı zamanda doğayla dost olmanın mecburiyetini sert dalgalarıyla insana özümsetir.

Tamer Durak:
Denizcilere mücadelesinde destek olmak için ne yapılabilir?

Deniz İşçileri Platformu: Mücadeleyi öz örgütlü bir biçimde yükseltmeliyiz. Tüm denizcilerin hakları için mücadeleye katılmaları şart. 


Tamer Durak:
Denizcilere nasıl destek olunabilir? Halktan ve basından ne bekliyorsunuz?

Deniz İşçileri Platformu: Her şeyden önce farkındalık ve duyarlılık bekliyoruz. Bunu ilk başta denizcilerde yaratmaya ihtiyacımız var zaten bu konuda oldukça yol katettiğimizi düşünüyoruz. İnanması güç olsa da maalesef başka meslek gruplarında da olduğu gibi denizcilikte de emeğine yabancı, ortaya çıkardığı değerin farkında olmayan emekçiler var. Diğer yandan halkta ve basında da bu farkındalık ve duyarlılığı oluşturmak istiyoruz. En basiti yakın zamanda yangın çıkan bir RoRo gemisiyle ilgili bir haber platformu yaptığı haberde doğrudan gemideki 1100 adet lüks araçtan bahsediyor ama yine aynı gemide yanma tehlikesi geçiren 328 insanın esamesi okunmuyor. Basın ve halk bu duyarsızlığı aşmalı.

İnsanlarda gerçeklikten çok uzak bir denizci algısı, kafalarında film, dizi ve hikayelerden oluşma denizci profili var. Bunun kırılması gerekiyor. 

İnsanlar bize emeğimizin sömürülmesine karşı tepkimizi gündem etme konusunda yardımcı olabilirler. Sesimize ses olabilirler. Denizciler ticaretin %90’nını oluşturuyor. Karadaki her ürünün ham maddesini ya da ithal ürünlere bizim sayemizde erişiliyor. Tüketilen her ürünün görünmez emeğini oluşturuyoruz. Yani bizlerde aldığımız eğitim, kazandığımız paralardan bağımsız olarak birer emekçiyiz ve motokuryelerden, depo işçilerinden, tersane işçilerinden hiç farkımız yok. Toplumun hakkını arayan her emekçiyle olduğu gibi bizimle birlikte de dayanışma göstermesini bekliyoruz.


Tamer Durak: Denizcilik mesleğini seçerken bugünkü şartları öngörebilseydiniz yine de denizci olur muydunuz?

Denizcilik sadece kazancı yüksek bir meslek değil. Bir yaşam biçimi. Biz denizci olurken de bu sektör iyi değildi. Bunu düzelteceğimizin inancıyla çıktık bu yola. Şimdi şartlar kötüleşti diye denizciliği asıl sahibi olan biz gemide çalışanlar armatör-devlete bırakmayacağız. 


Tamer Durak: Denizcilik için neden önemli? Sektörün kalkınması için neler yapılabilir?

Sektörün kalkınması için haklarımızın verilmesi önemli. Yoksa bu sömürü çarkında ezilen biz denizciler başka bir denizciliğin mümkünlüğünü kılmak zorunda. Ham maddeleri ülkelere bizler sağlıyoruz. Bizim canla başla getirdiğimiz ürünler üzerinden paralar kazanıp, bize hak ettiğimiz değeri vermiyorlar. Bu sektör devletteki milletvekillerinin ya da oğullarının armatörlük yaptığı, kendi zenginlikleri için yasalar çıkarttığı bir sektör. Bu sektör bizleri tüketerek varlığını sürdürmeye çalışıyor. Bizler de kendi yaşamlarımız için direnmekten başka şansımız yok. Deniz mücadelesi bizim ekmeğimizdir.