2004 yılında “Annan Planı”nın oylanması için yapılacak olan referandum öncesinde; Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) “Evet” kampanyasını yürütmek için adaya geldiğimizde profesyonel bir ilişki sürecinde tanıştık ilk kez Asım ile. Başarılı geçen bu kampanya süreci sonrasında zaman içerisinde Adaya Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, Milletvekili Seçimleri, Yerel Seçimler gibi bir çok seçim kampanyasını yürütmek için geldiğimizde profesyonel olarak başlayan ilişkimiz dostluğa evrildi.
Adaya yerleşme kararı alana dek, kampanya süreçlerindeki yoğun ve uzun kalışlı iş seyahatlerimde gerek birlikte çalışırken gerek adayı gezerken gerekse meyhane muhabbetlerimizde adanın siyasi, kültürel, sosyal yapısı konusunda çok şey öğrendim kendisinden.
İtiraf etmeliyim ki, birlikte çalışması oldukça zevkli olduğu gibi bir o kadar da zorlayıcı biri Asım. Oldukça tempolu, hızlı (“doğa boşluk tanımaz” diyerek, her açığı kapatma çabası) var olanla yetinmeyip, tatmin olmayıp, son ana dek daha iyisini bulabilmek amacıyla insanı zorlayan bir yapısı oldu hep. İş konusunda çok kavga ettik, çok tartıştık. Karşılıklı çok sert geçen ikna süreçleri yaşadık. Bu sayede çok güzel işlere, başarılara imza attık.
Geçen bu süreçte Asım benim için siyasal bir figür olarak; ideolojisinden asla ödün vermeyen, omurgası kaymayan, partisinin ideolojisiyle kendi ideolojisi tamı tamına uyan, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen, boş konuşmayan, sürekli araştıran, okuyan, öğrenen, umut dolu, mücadeleci bir siyasetçi, insan olarak her zaman sohbetinden keyif aldığım, birlikte vakit geçirmekten büyük mutluluk duyduğum iyi bir dost oldu.
Sevgili Asım ile bu röportajı yaparken, İstanbul’da olduğum zamanlarda Kıbrıs’la ilgili bana en çok sorulan soruları derleyip, işin uzmanı, Kıbrıslı bir siyasetçi tarafından ilk ağızdan sizlere cevapları iletmekti muradım.
Umarım başarılı olmuşumdur ve keyifle okursunuz.
Ulvi Yaman
Lefkoşa / Mart 2020