Arabistanlı Lawrence ve Motosiklet Kaskları…

0
99

Kayıtları göre tarihteki ilk motosiklet , 1867 yılında Sylvester Howard Roper tarafından tahta bir bisiklete küçük bir buhar motoru takılarak yaratıldı. İçten yanmalı motora sahip ilk araç ise, 1885 yılında Mercedes’in gelecekteki kurucuları olan Gottlieb Daimler ve Wilhem Maybach tarafından üretilecek ve ona “Reitwagen” adı verilecekti. Ardından Harley, Triumph, Indian, Norton gibi markalar doğmaya başladı. Kask kullanımı ise motosiklet üreticilerinin daha yüksek hızlı motosikletler üretmesi ve motosiklet yarışlarının başlamasının ardından oluşmaya başlayan ciddi kazalarla birlikte çok daha sonraları ortaya çıkacaktı. Kask derken henüz deri bir başlık ve gözlüklerden bahsediyoruz. 1900 yılların başlarında motosiklet yarışları at yarışı pistlerinde ve bisiklet veledromlarında yapılıyordu. İlgi ve heyecan arttıkça motosikletlere ve otomobillere özgü “motodrome” adı verilen, ahşap tribünleri olan pistler yapılmaya başladı.  Yarışlarda motosiklet hızları 100 mile ulaşmaya başlamıştı ve tahmin edileceği gibi deri başlıklar güvenlik için artık yeterli olmuyordu.

1914’te İngiliz fizikçi Eric Gardner, çok sık olarak motosiklet kazalarından kaynaklanan yaralanmaları olan hasta görmeye başladı ve ilk kask geliştirme fikri ona ait olacaktı. Gardner, 1914 yılında “Isle of Man”deki TT yarışlarında kask kullanımını yarışçılar için zorunlu hale getirmeyi başarmıştı ancak deriden yapılan bu ilkel ve soğuktan başka çok da koruma özelliği olmayan kaskların takma zorunluluğu yalnızca yarışçıları kapsıyordu.

Oxford Üniversitesi’nden yeni mezun olduktan sonra Orta Doğu’da arkeolog olarak çalışan genç Thomas Edward Lawrence, Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından kısa süre sonra İngiliz Ordusu’na gönüllü oldu ve Arap isyanına katıldı. İngilizler adına Arap isyancılarla irtibat kurdu, Osmanlı Ordusu’na yönelik baskınlara katıldı ve çoğuna liderlik etti. Savaştan sonra Lawrence, “Bilgeliğin Yedi Sütunu” adlı kitabında maceralarını anlatarak kendi gizemini daha da artırdı. Bir çoğumuz onu tarih kitaplarından ziyade bu kitaptan uyarlanan 1962 yılı yapımı, Oscar ödüllü “Arabistanlı Lawrence” adlı filmden tanıyoruz. David Lean’in yönettiği filmin başrolünde Peter O’Toole yer almıştı. (Filmin Türkiye’de gösterimi 1962’de yasaklanmıştı ve ilk kez Türkiye’nin ilk özel televizyon kanalı olan Star TV’de 1990 yılında Türkçe dublajlı olarak yayınlanmıştı.)

Lawrence, Birleşik Krallık’a döndükten sonra kısa bir süre Dışişleri Bakanlığı’nda diplomat olarak çalıştı ve ardından 1922’de sivil hayattan hoşnutsuz olarak sahte bir isimle Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne kaydoldu. 13 Mayıs 1935’te, 46 yaşında ve RAF’tan ayrıldıktan sadece iki ay sonra, Dorset’te Brough Superior SS100 motosikletiyle bisikletli iki çocuğa çarpmamak için  yoldan çıktı ve başına büyük bir darbe aldı. Lawrence komada iken Bovington Kampı Askeri Hastanesine götürüldü, ancak altı gün sonra bilinci yerine gelmeden öldü. Otopsi, beyninde ciddi yırtılmalar ve hasar olduğunu ortaya çıkardı. (Lawrence tutkulu bir motosiklet hayranıydı ve yedi adet Brough Superior motosikleti vardı.)

Onu tedavi eden doktorlardan biri beyin cerrahı Hugh Cairns’ti. Cairns, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında iyi bir eğitim aldıktan sonra 1937’de Oxford’daki ilk Nuffield Cerrahi Profesörü olmuştu ve Radcliffe Revirinde nöroşirurji ünitesini kurdu. Cairns, Lawrence’ın ölümünden derinden etkilendi ve motosiklet kazalarının neden olduğu kafa travmalarını incelemeye başladı.  Cairns, İkinci Dünya Savaşı’nda İngiliz ordusunda görev yaptı ve kafa travmalarını araştırmaya devam etti. Ekim 1941 yılında British Medical Journal’da “Motosikletçilerde kafa yaralanmaları. Kaskın önemi.” isimli makalesi yayınlandı.  Kasım 1941’de askeri motosikletçilerin ve motosikletli polislerin görev sırasında kask takması zorunlu hale getirildi. (Bu dönemde kasklar artık kauçuk ve mantardan yapılmaya başlanmıştı ve günümüze kıyasla hala çok büyük koruma işlevleri yoktu.) Cairns sivil hayatta da motosikletçilerin kask takması için çok büyük çaba gösterse de Birleşik Krallık’ta motosiklet kaskı takmanın zorunlu hale gelmesi ancak 1973 yılında (Cairns’in 1941’deki ilk raporundan 30 yıl sonra) gerçekleşecekti. Cairns 1952’de kanserden ölmüş olmasına rağmen, yasanın hazırlanmasının en büyük etkenlerinden biri, Arabistanlı Lawrence’ı kurtaramadığı için duyduğu üzüntünün tetiklediği araştırmasıydı.

1953’te, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri’nden bir araştırmacı olan Charles F. Lombard, modern bir yapıya sahip, sert bir dış kabuğu olan, iç tarafı dolgulu ilk motosiklet kaskının patentini aldı. Kask motosiklet kullanmak için zorunlu olmasa da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk uzman üreticiler ortaya çıkmaya başladı. Avrupa’daki öncülerden biri İtalyan AGV’ydi. 1947 yılında Amisano’da Gino Valenza tarafından kurulan AGV, motosiklet koltukları üretmeye başladı ve ardından kask gibi aksesuarlara yöneldi ve 1954 yılında fiberden yapılmış ilk motosiklet kaskını üretti. Fiber kullanımı motosiklet kasklarında büyük bir devrim yarattı. İki yıl sonra yüzün etrafını saran bir modelle güvenlik konusunda yeni bir adım atacaktı.

Bugün tüm motosiklet kullanıcılarının çok iyi tanıdığı markalar da bu yıllarda doğdu: Amerika Birleşik Devletleri’nde otomobil kaskı üretmeye başlayan Bell, Japonya’da ilk Japon markası olan Arai ve yenilikleri ile öncü olacak Shoei.

Motosikletlerin popülaritesin artması ve kullanıcıların çoğalmasıyla birlikte motosiklet güvenliği konusunda bir takım kuruluşlar standartlar koymaya başladılar.  1957’de, Amerika Birleşik Devletleri’nde motosiklet güvenliği standartlarını yorumlayan ve belirleyen, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan “Snell Memorial Foundation” kuruldu ve 1966 yılında Amerikan Ulusal Motosiklet Kaskları Güvenlik Standartını oluşturdu.  Bugün hala Snell sertifikası bir motosiklet kaskının sahip olabileceği en zorlu sertifikalardan biri olma özelliğini taşıyor. Kask kullanımının medyadaki farkındalığı ve bilimsel önemi konusunda kilit ülkelerden biri olmasına rağmen Birleşik Krallık, kask kullanımını 1973 yılına kadar zorunlu kılmazken, İspanya’da bu zorunluluk 1992 yılına kadar gerçekleşmedi.

Zamanla motosiklet üreticilerin artması, piyasanın büyümesi ile birlikte güvenlik çok daha önem taşımaya başladı. Motosiklet ve otomotiv sektöründe her konuda olduğu gibi kaskların gelişimleri de yarış pistlerinde yapılan deneyimlerle evrimleşecekti.  1967’de Giacomo Agostini ve AGV, resmi bir yarışta, günümüzünki gibi tam kapalı bir motosiklet kaskı kullanarak motosiklet kaskı tarihinde bir ilke imza attılar. 1968 yılında Bell, Bell Star 500 modeliyle tam yüz kaskını pazarlayan ilk marka oldu. Aynı yıllarda arazi motosikletlerine özgü farklı model kaskları da doğacaktı. O zamana dek yol kasklarıyla aynı tip kasklar kullanılıyordu. Sıçrayan taşlara, çamura önlem olması amacıyla vizör kullanılan kapalı arazi kasklarını da yine ilk kez Bell geliştirip pazarlayacaktı.

Tasarımların yanı sıra malzeme konusunda da araştırmalar sürekli devam ediyordu. Karbon fiber gibi özel kompozitlerin kullanımının ardından 80’li yıllarda Shoei karbon ve kevlar kullanarak ilk çok katmanlı kaskı geliştirecekti.

Günümüzde kask üretiminde güvenlik standartlarının artırılması konusunda çalışmalar hala devam ediyor. Sağlamlık, hafiflik, konfor ve tasarım ise kask üretimindeki temel prensipleri oluşturmakta.

Yapılan araştırmalar sertifikalı kaskların kafa travması riskini % 69, ölüm riskini ise % 42 azalttığını gösteriyor. DOT sertifikalı bir kask diğer kasklara göre iki kat koruma sağlıyor. Aynı zamanda servikal omurga yaralanmalarına karşı da önemli bir koruma görevi var. Sözün özü; heyecan, özgürlük, bir yere gitmek için değil, yolda olma duygusunu sevdiğimiz için motosiklet kullanıyoruz. Uzun yıllar bu duyguyu yaşamak için kaskınızı takmayı unutmayın.

Önceki İçerikAyıdaki İnsan, İnsandaki Ayı
Sonraki İçerikMayıs Sıkıntısı
1966, İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi, Basın-Yayın Yüksek Okulu,Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Radyo ve Televizyon Bölümü’nde yüksek lisans yaptı ve doktora çalışmasına devam etti, tez aşamasında ayrıldı. 1984-1989 yılları arasında, bir yandan okurken bir yandan Toros Mühendislik şirketinde İthalat ve Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. , yine aynı yıllar arasında UNESCO’ya bağlı, kar amacı gütmeyen uluslararası programlara sahip “The Experiment In International Living in Turkey”de Program Koordinatörlüğü görevini yürüttü. 1991 yılında Şeker Sigorta’da Reorganizasyon, Pazarlama ve Reklam Müdürü olarak mesleki kariyerine başladı. 1993 yılında Oyak Sigorta’da Reklam Müdürü olarak görev aldı. Dream Design Factory’de 7 yıl Genel Koordinatörlük, (dDf'teki son 3 yılında dDf’nin yan kuruluşu olan dda, Dream Design Advertising’de Müşteri İlişkileri Direktörlüğü) Capital Events’de 2 yıl Genel Koordinatörlük görevlerinde bulundu. 2003 yılında X-event’in kurucu ortaklarından biri olarak, şirketinin genel koordinatörlük görevini üstlendi. 2005-14 yılları arasında Farkyeri Reklam Ajansının Kurucu Ortakları arasında yer aldı. Ulusal ve uluslararası müşteriler için yüzlerce başarılı projeyi hayata geçirdi.Reklamcılık ve Etkinlik Yönetimi alanlarında bir çok ödül aldı. İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği Genel Koordinatör olarak görev yaptı. Çeşitli kitap projelerine katkıda bulundu, çeşitli dergi ve gazetelerde yazı, araştırma ve makaleleri yayınlandı. Halen bir çok ajans ve markaya danışmanlık vermektedir. TTNet'in "Yaratıcıya Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek" projesinin eğitmenlerinden oldu. 2006-2011 yılları arasında Bilgi Üniversitesi, Reklamcılık Bölümü’nde, “Etkinlik Yönetimi” dersleri verdi. Fenerbahçe Kulübü, Yüksek Divan Kurulu Üyesidir Specialties: Advertising, Event Management and Marketing, Special Project

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz