Emrah Elçiboğa: İçinde Kar Gibi Bir Bulut Saklı…

0
579

Sinan Dirlik: Bulunduğun yer… Nasıl bir yer? Türkiyeli nüfus var mı? Almanlarla ilişkin nasıl? Kolay uyum sağlayabildin mi? Avrupa’da ırkçılığın ve sağ popülist partilerin de yükselişte olduğunu biliyoruz misal, bu seni ürkütmüyor mu? “Kara kafa” olduğunun hissettirildiği durumlarla karşılaştın mı hiç ve öyle bir olası durumda süreç nasıl işliyor? Ay kötü bişiler söyle! Almanya’nın bizi kıskandığını gösterecek bişiler yoksa valla kafa atıcam bak aaaaa!! Çip mi taktılar sana naaptılar da böyle bi Almanya güzellemesi falan!

Emrah Elçiboğa Arşivi

Emrah Elçiboğa: Ahhh elimde olsa seni kırar mıyım? Almanları itin anüsüne sokar orada bırakırım inan ki 🙂 Ama ne yalan söyleyeyim ben kendi adıma kötü bir durumla karşılaşmadım. Öyle “Türken Raus!” gibi bir durum olmadı. Belki de son dönemlerde gelen göçmen akını (Suriye, Irak, Sudan ve Afrika ülkeleri) o Kara Kafa yaftasını başkalarına devretti. Tabi şunu da yadsımıyorum, ben büyük şehirde değilim. Münih ve Stuttgart arasında son derece yeşile gömülmüş, şehir planlaması mükemmel, üç ülkeyi birbirine bağlayan koca bir gölün yakınında 100 bin nüfuslu bir şehirde yaşıyorum. Çok kolay uyum sağladım çünkü daha önce de dediğim gibi olması gereken her şey (kuralları, kanunları, vatandaşlık bilinci, güvenlik vs) zaten mevcut. İş yaşamaya kalıyor ve senin yaşamaktan ne anladığına ne beklediğine. Eğer başın önde ezik büzük dolaşmaz kendine yabancı etiketini yapıştırmaz, yaşadığın yere entegre olup işi gerçekten düzgün yaparsan -burası özelinde- sorun olmuyor. Almanlarla aram gerçekten çok iyi. Sanırım ben de o alıştıkları Türk profilini görmediklerinden ve mesleki anlamda da burada tiyatro yapmaya çalışanlarla aynı kefeye koymadıklarından çok saygı duyuyorlar. İlk sohbetimizde antik Yunan’dan girip Brecht’ten çıkınca kalakaldılar. Ama sadece onlarla değil burada yaşayan Sintilerle de Araplarla da iyi anlaşıyorum… Evet ırkçılık yükseliyor şüphesiz alttan alta bunun tedirginliği de yok değil. Ama Türkler üzerinden yürümüyor… Şimdilik… Düşün ben bu topraklarda yaşanan ırkçılığı Alman bir oyuncuyla Almanca, Almanlara hem de çok sert biçimde anlattım. Kimse de kötü tepki vermedi aksine büyük beğeni alıp diğer projeler için kapı açtı. Artık onlar bana gelip bir şey yapmamı istiyorlar. Bak bu anlamda kıskanıyorlar işte bizim neden böyle sanatçılarımız yok diye :))) Elbette lanet ırkçılık elbette korkutuyor nerede olursak olalım. Misal geçen sene faşistler bir ırkçı gösteri yapacaklarını söylediler şehir meydanında başka yerlerden gelip toplanacaklarmış. Şehir bildiğin yığıldı kentin meydanına ve adamlar gelemedi. Burada Türkiyeli epey var. Alevi, Kürt ve de en çok muhafazakar tayfa. Hani şu sokak röportajlarında gördüğün Türkiye şahane, dünya bizi kıskanıyor, her şey çok ucuz, mükemmel yönetiliyoruz, Almanya’da zorluk çekiyoruz deyip asla Türkiye’ye dönmek istemeyen ve Türkiye’den geleni de asla kabul etmeyen tipler. Bu yerli otomobil hikayesi çok tedirgin ediyor Alman markalarını :)))) Buradaki Türkler de nasıl can atıyor memleketlerinin arabasına binmeye bir görsen :))) Ya gerçekten bu hani o eskinin Alman sevdası falan değil yaşadıklarımı söylüyorum. Bu başka yerde de olsa böyle olacaktı. Ama şunu söyleyeyim mevcut yönetimin yaptıkları buradaki insanlar üzerinde baskı. Konuşanlar bir süre sonra mevzuyu oraya getiriyor ve eğer sempatizanı olduğu görürlerse çok sert tepkiler veriyor.

Sinan Dirlik: Cart diye bitiriyorum burada sohbeti. Varsa başka soruları insanların sana dair ki olmalı, daha çok merak etmeliler seni, gelip sana kendileri sorsunlar bundan gayrısını… Bu kısmını yüzüne söylemeyeceğim bak, güzel adamsın vesselam… Güzel insansın… Şu günler geride kaldığında kurulacak o güzel sofrada gözlerimin ilk arayacağı insanlardansın… Hoşçakal şimdilik güzel kardeşim… Ağzına, yüreğine sağlık…