Prof. Dr. Neşe Özgen “sınır çalışmaları” alanında uluslararası üne sahip, Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli sosyologlardan biri. Aralık 2015’te gerçekleştirdiğimiz ve hayli ses getiren “Barbarları Beklerken” başlıklı röportajdaki tespit ve öngörüleri, geçtiğimiz aylar içerisinde büyük ölçüde gerçeğe dönüştü. Bu arada da gelişen dostluğumuz, Neşe Hoca’nın birikiminden daha fazla yararlanma olanağı açtı bana.
Yeni yayın dönemimize Neşe Hoca ile başlamak istedik. Dahası da var, bu söyleşileri sürekli kılmak ve artık her ay Neşe Hoca’nın imbiğinden geçmiş gündem söyleşilerine dönüştürmeye karar verdik. Neşe Hoca’yı dikkatle takip edenler ve daha önce onu okumamış, dinlememiş olanlar için keyifli ve ufuk açıcı olacağını düşünüyoruz bu sohbetlerin.
Hoca ile tam da “visitor professor” olarak kabul edildiği Selanik’teki University Of Macedonia’ya gitmeden önce, Eylül ayının son günlerinde buluştuk bu sohbet için. Uluslararası bir akademik ekibe dahil olmanın ve yepyeni bir araştırma projesine başlamanın heyecanıyla doluydu.Söyleşimizin son bölümünde bu projeyle ilgili detayları görebilirsiniz.
“Devletin vatandaşı işgal ettiği bir alandayız” diyor Neşe Hoca. Bu yeni duruma uygun yeni politikalar ve söylemler geliştiremeyen aydının iflasından söz ediyor ve Türkiye’deki tüm okumuş-yazmışların artık kibri bir yana bırakarak toplumun yeniden hayal edebilme kapasitesini geliştirecek katkıyı toplumla birlikte geliştirme görevi olduğunu söylüyor.
“Yıkım sözü veren devletin ayakta kalamayacağını” söyleyen Neşe Hoca, içinde bulunduğumuz otoriterleşmenin de gerek devlet açısından, gerek toplum açısından sürdürülebilir olmadığına işaret ediyor ve muhalefetin devletin demokratikleştirilmesinde özne haline gelmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
Evet yine uzunca bir söyleşi… Ama ilgiyle ve keyifle okuyacağınızdan kuşkum yok. Bu röportaja dair görüşlerinizi ve bir sonraki röportajımızda Neşe Hoca’ya sormak istediklerinizi info@reportare.com adresimize gönderebilirsiniz.
Röportaj ve Fotoğraf: Sinan Dirlik