“Olayları ve olguları Tanrıya veya bilime bağlayarak rahatlama eğilimim yok…”
Sinan: İlahi bir şeye inanıyor musunuz?
Orhan Topçuoğlu: Hımmm, ya onun adına ne denir bilmiyorum… İlla katagorize etmek ismini koymak gerekirse, şu ana kadar okuduğum ve anladığımı düşündüğüm biçimde ifade etmek gerekirse bunu, birazcık agnositk olabilirim… Dan Brownın “melekler ve şeytanlar“ı etkilemişti beni mesela… CERN , tanrı ve bilim vs. Birileri ona kainatın yaratılması diyor, kimisi büyük patlama diyor ne dersen de… Formasyonuna bağlı olarak ulaşamadığın yerde senin koyduğun ad o. Ama cevabını veremediğin bir şey var… Ben onu mistik bir yere oturtmayı kendime daha fazla yakın buluyorum. Bilimsel formasyonum yok, öyle bir formasyonum olsaydı başka türlü ifade ederdim.
Sinan: Sezgisel olarak?
Orhan Topçuoğlu: Sezgisel olarak dediğim gibi çok fazla üstünde durmuyorum. Benim için çok önemi yok. Üç aşağı beş yurakı carpe diem vs iç içe geçmiş şeyler bunlar. Ama mistisizmi bilimsellikten daha fazla yakın buluyuromu.
Sinan: Salieri’nin Mozart’la ilgili olarak tanrıya isyan ettiği bir an vardır. “Ona verdiğin ve benden esirgediğin ilahi yetenek” diyerek isyan eder Tanrıya. Bir anlamda sanatçı endişesiyle sordum ben.
Orhan Topçuoğlu: Ha, şimdi öyle sanatçı endişesiyle bakma bana. Öyle bir endişeye sahip değilim ben yani.
Sinan: İnsani olarak sorayım, yani “ulan vermedin bana şöyle bir yetenek” dediğiniz nokta? O ilişkide aslında tanrı var mı?
Orhan Topçuoğlu: Yok, yok o tamamen benimle ilgili bir şey. Başka bir güç yok orada. Yani Mozart’ta böyle bir yetenek nasıl oldu, kim verdi ona bu yeteneği? Bilmiyorum bunu. Çok da üstünde durmuyorum. O bizden farklı işte.. O kadar! Bunu irdeleyip bunun altında şu yatıyor bu yatıyor deyip kendimi rahatlatmak gibi bir derdim yok. Şuna inanıyorum ki bu yanıtların hepsi insanın kendisini rahatlatmasıyla ilgili. “tanrı var abi oh rahatladık, yırttık, bundan sonra her şeyi tanrıya bağlarız” gibi bir şey bu. Ya da bilim… yani bir yere dayandırıp rahatlatmak kendini. Benim öyle bir derdim yok, ille de rahatlayacağım, gibi bir derdim yok.