Kent, yürümek, yazı, müzik ve Can Öktemer…

0
572

Ulvi Yaman: Yakın zamanda benim de çok sevdiğim rahmetli Anthony Bourdain’in belgeseli “Road Runner” üzerine “Hikaye Anlatıcısının Ardından” başlıklı bir yazı yazdın. Bunun üzerine tek soru başlığı altında iki soru sormak istiyorum, birincisi Flanör’lük ile yemek kültürü arasındaki ilişki konusunda neler söylemek istersin? İkinci olarak da şehir hikaye anlatıcıları açısından gezgin, turist, flanör arasında ne gibi farklar var kent tüketimi bağlamında?

Can Öktemer: Flanör kavramıyla, yemek kültürü arasında doğrudan bir bağ kuramayız bence. Flanör her daim hareket ve dünyayı seyir halindedir çünkü. Bourdain’in televizyonda yaptığı işler seyyahlığa daha yakın. Gittiği yerin kültürüne odaklanıp, kişisel deneyimini paylaşıyordu. Turist olmak oradaki yerel insanlarla pek bir şey paylaşmadan kenti tüketmek odaklı bir eylem. Sürekli fotoğraf çekilip, herkesin binlerce yıldır gittiği yerlerde yemek yemek bence kenti deneyimi eksik bırakan bir şey.  Bourdain, gittiği yerleri turist olarak değil neredeyse antropolog gibi insanlarla sohbet edip, hikayelerini topluyordu. Onun yaptığı programları ne zaman izlesem aklıma Walter Benjamin’in Hikaye Anlatıcısı denemesi geliyor zaten.   O insanlarla doğrudan bağ kuruyor, sofralarında yemeklerini paylaşıyordu. Özetle turistler para harcar, seyyahlar ise hikaye biriktirir.

Ulvi Yaman: Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımıza “Video Blogger”ın kısaltması olan “Vlog”, “Vlogger” diye kavramlar girdi. Flanörlük ve “Vlogger”lık arasında nasıl bir ilişki kuruyorsun. “Vlogger”lar için yeni zamanların Flanörleri diyebilir miyiz? Yoksa benim gibi eski kafalılar için olduğu gibi Flanörlük yalnızca ama yalnızca yazı ile mi ilişkilendirilebilir?

Can Öktemer: Vloggerlar, kentin içinde daha çok turist gibi geziniyorlar. Flanörler her daim kent sakini. Kentin bilindik mekanlarını, yapılarını imge olarak Benjamin’den ödünç olarak tekniğin olanaklarıyla yeniden üretiyorlar.  Üstelik birçokları yemek üzerine veya turistliğin klişe hallerini sergiliyorlar. Yemek yemenin gösteri haline geldiği günümüzde bu programların meta haricinde izleyiciye pek bir şey sunduklarını düşünmüyorum.  Flanör yukarıda da tartıştığımız gündelik hayata lirik bir yerden bakar. Hareketli müzik eşliğinde sürekli gülünüp, poz verilip, herkesin bildiği yerlere gitmek pek büyülü bir şey değil bana kalırsa. Bu konuda ben de eski kafalı sayılırım Ulvi abi, flanörlük yazıda güzel. Duygular en iyi yazarak anlatılır bana kalırsa  çünkü bazen görmek değil hayal etmek istiyorsun çünkü.

Ulvi Yaman: Çok teşekkür ediyorum vakit ayırdığın için, bir rakı masasında buluşup uzun uzun bu sohbeti devam ettirmek dileğiyle…

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Önceki İçerikBahçeli’nin Danışmanı Ali Sunal’ı Hedef Aldı
Sonraki İçerikMuhalif Gençlerin “Yeni Dönem” Beklentisi: Festival Yasakları Sona Erecek!
1966, İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi, Basın-Yayın Yüksek Okulu,Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Radyo ve Televizyon Bölümü’nde yüksek lisans yaptı ve doktora çalışmasına devam etti, tez aşamasında ayrıldı. 1984-1989 yılları arasında, bir yandan okurken bir yandan Toros Mühendislik şirketinde İthalat ve Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. , yine aynı yıllar arasında UNESCO’ya bağlı, kar amacı gütmeyen uluslararası programlara sahip “The Experiment In International Living in Turkey”de Program Koordinatörlüğü görevini yürüttü. 1991 yılında Şeker Sigorta’da Reorganizasyon, Pazarlama ve Reklam Müdürü olarak mesleki kariyerine başladı. 1993 yılında Oyak Sigorta’da Reklam Müdürü olarak görev aldı. Dream Design Factory’de 7 yıl Genel Koordinatörlük, (dDf'teki son 3 yılında dDf’nin yan kuruluşu olan dda, Dream Design Advertising’de Müşteri İlişkileri Direktörlüğü) Capital Events’de 2 yıl Genel Koordinatörlük görevlerinde bulundu. 2003 yılında X-event’in kurucu ortaklarından biri olarak, şirketinin genel koordinatörlük görevini üstlendi. 2005-14 yılları arasında Farkyeri Reklam Ajansının Kurucu Ortakları arasında yer aldı. Ulusal ve uluslararası müşteriler için yüzlerce başarılı projeyi hayata geçirdi.Reklamcılık ve Etkinlik Yönetimi alanlarında bir çok ödül aldı. İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği Genel Koordinatör olarak görev yaptı. Çeşitli kitap projelerine katkıda bulundu, çeşitli dergi ve gazetelerde yazı, araştırma ve makaleleri yayınlandı. Halen bir çok ajans ve markaya danışmanlık vermektedir. TTNet'in "Yaratıcıya Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek" projesinin eğitmenlerinden oldu. 2006-2011 yılları arasında Bilgi Üniversitesi, Reklamcılık Bölümü’nde, “Etkinlik Yönetimi” dersleri verdi. Fenerbahçe Kulübü, Yüksek Divan Kurulu Üyesidir Specialties: Advertising, Event Management and Marketing, Special Project