Kadıköy’ün Yalnız Çocuğu: Can Gox

0
524

Can Gox; Şenol Erdoğan, Kaybedenler Kulübü/Kaan Çaydamlı- Ada Öztekin röportajlarından sonra, “Kadıköy Kafası” serimizin 3. Röportajı. Seri, bir süredir peşine düştüğümüz Erol Egemen’i bir köşede kıstırıp konuşabildiğimizde tamamlanmış olacak. Tüm Kadıköy Kafasındakiler gibi, Can Gox da bir kediyle bile hayatı paylaşmaya tahammülü olmayan, yalnızlığını dimdik ve çok şık taşıyan bir adam. Hayatında sadece müzik var. Blues, caz, rock ve türkülerle örülü kozasındaki özgürlüğünü, iş dünyasının sunabileceği olanaklara tercih etmiş. Müziğe dervişçe bir tutkuyla bağlanmış. 

Büyük çoğunluk onu Kaybedenler Kulübü film müzikleriyle tanımış olsa da, Can Gox’un müzik yolculuğu ortaokul yıllarında başlıyor. O da şu meşhur “Kadıköy Kafasının” son temsilcilerinden. Blues’dan Anadolu türkülerine gidip gelirken ayakta ve namuslu kalmaya çalışan bir müzik adamı. Oldukça düz, sade cümlelerle anlatıyor serüvenini. Kendisi de öyle bir adam zaten. Dinleyicisiyle dolaysız, mesafesiz, mütevazı bir ilişki kurmayı seviyor. 

Can Gox’la bir Pazar günü buluştuk. Önceki röportajlardan farklı olarak zaman zaman sohbete müzikle ara verip, twitter ve periscope aracılığıyla o keyifli anları Can Gox hayranlarıyla da paylaştık. Twitter üzerinden gelen soruları da yanıtlayan Can Gox, kendisine soru yöneltenlere tabii ki 6:45’in birbirinden güzel kitaplarını armağan etti. 
Bu röportaj; 90’lardan bugüne kendini arama yolculuğunun her anını dinleyicisiyle samimi biçimde paylaşan bu ilginç adamı daha yakından tanımak ve “Kadıköy Kafasının” müziğini hissetmek isteyenler için…

Keyifli Okumalar…

20 Nisan 2016

Röportaj: Sinan Dirlik & Ulvi Yaman
Fotoğraflar: Doğuş Kozal